2 Ekim 2009 Cuma

Sondaki Sıfır

Neredeydi? Bilmiyordu. Ama artık çizgi dışındaydı, buraya gelmek kaderiydi onun; eninde sonunda bir gün buraya gelecekti ama hep olmak istediği yer birler hanesiydi.

Tabi her zaman böyle değildi bu; Herşey 5 yıl önce başlamıştı.

Bir Google ‘da dünyaya gözlerini açmıştı etrafında kendisi gibi onlarcası vardı, herkes daha üst basamaklara gitmek istiyor ama en sola hiçbirinin gidemeyeceğini herkes biliyordu. Çünkü orası çizgi dışıydı orada hayat yoktu onlar için birde ayna evren denilen nokta ötesi vardı orada da en sağ aynı şeydi. Bu iki uç arası onların yani rakamların evreni idi.
Sıfırdan büyük rakamlar çizgi üzerinde yer alabiliyor, onlarda çizgi dışına ancak sıfıra dönüşerek çıkıyorlardı.
Rakamlar arasında kast sistemi vardı, 9 en büyük ve en kibirli idi o tek başına en büyüktü rakamlar evrenindeki en meşhur iki istilacıdan birisiydi diğeri tabii ki sıfırdı.

9’lar rakamların yöneticisi olup kendileri ile muhatap olmak ancak değeriniz veya basamağınız yüksekse mümkündü. Yinede en kolay parya yani sıfır olan rakamdı.
Sayıları oluşturan rakamlar içerisinde en çok itilip kakılan hakir görülen sınıf sıfırlardı, tüm sayılar sıfırı itip kakar onu en aşağıya atmaya çalışırlardı.
Herkesin tek amacı en üste (sola) çıkıp kendi değerini arttırmaktı. Aynı sınıftan bazı arkadaşları daha üst basamaklara çıkmış orada olmaktan memnun olmuşlardı ama sonuçta yinede sıfırdılar bazen üstlerine bir rakam gelir onun yerine geçerek sıfırı çizgi dışına atardı, tekrar doğduğunda başka bir sayıda başka bir basamakta başka bir sıfır olur her şeyiyle aynı aileden ama artık o değildir.

Diğer rakamlar tamamen yok olmayıp bir parçalarını bırakıyorlardı sadece değişiyorlardı ve hala bir değerleri vardı sadece kendilerine benzeyen rakamlarla çıkarılıp eşleri ile toplanırlarsa parya yani sıfır doğuyordu.

Bazen önündeki rakamla işbirliği yapar bir rakam ve onu yine çizgi dışına iterlerdi en çok çarpmayı seviyordu. Birde 1 ile olan yakınlığı.

Kaderleri birbirlerine benziyordu, rakamlar evreninde ikisi de tektiler yalnızdılar, birisi hiçliği eksikliği temsil ediyordu, diğeri varlığı, tüm rakamlar 1’ler den oluşmuştu ama onlar bunu unutmuş kendi benliklerine dönmüşlerdi. Bu açıkça vefasızlıktı. 2 için insanlar asil derdi ve onu tek kabul ederlerdi asil olan aslında birdi,
Ama sıfır gibi tek olması dolayısı ile insanlar ilk asalet unvanını 2 ye vermişlerdi. Ama o da çift denilen sayıların içindeki tek asil sayı idi. Hâlbuki bir bunu daha çok hak ediyordu. İnsanlar… her şeyi sınıflandırmayı ne kadar çok seviyorlar.

Sıfır ise tek başına hiç bir değeri olmayan en üst (sol) 'e hiç bir zaman gelemeyecek olan hor ve hakir değersiz bir rakam.. Ama o da bir asil sayı..Asil parya.

Bazen bir çıkarma veya toplama işlemi olsa çizgi dışına çıksam ve tüm bu eziyetten, itilip kakılmaktan kurtulsam diye düşündüğü zamanlar vardı. Google üzerinde bazen üst basamaklara bazen alt basamaklara gidiyordu. Ama mutlu değildi o da hiçlikten kurtulmak bir varlığa sahip olmak istiyordu. Ama bu mümkün değildi.
Böyle günler aylar geçerken o işlemden bu işleme o basamaktan bu basamağa giderken bir gün bir sayıda kadim dostu bir ile yan yana geldiler ve dertleşmeye başladılar. Sıfır kendi sorunlarını anlatıyordu birde kendininkileri sıfır içinde ukde kalan bir olma arzusunu bire açtı.
Bir bunu duyunca hafif bir gülümseme ile şunu söyledi
Dostum bu gereksiz bir istek senin elinde büyük bir imkân var; sen hiçsin bu aslında kimsenin bilmediği büyük bir güç, bir düşün senin olmadığın bir rakamlar evreni neye benzerdi. Mesela basamaklar onlar senin sayende var oluyorlar farkında değil misin? Eğer basamaklar olmasaydı sayılar evreninde en büyük sayı kibirli 9 olurdu ayrıca aritmetik işlemler.
Matematik ve buna bağlı diğer ilimler mevcut olmazdı. İnsanlar seni keşfedinceye kadar ne kadar zor işlem yapıyorlardı biliyor musun?
Sen bize değer kazandıran ve hepimizi bulunduğu yerden daha üst seviyelere taşıyan yegâne rakamsın.
Hepimizin içinde sende bir parça var ve biz o yüzden diğer basamaklara gidebiliyoruz.
Sıfır bunu hiç bu şekilde düşünmediğini fark etti, artık hiçbir şey onu mutsuz edemezdi, hatta çizgi dışına çıkmak bile; çünkü bütün basamaklar onun eseriydi.
Biliyordu ki, o durumda bile herhangi bir rakamın içerisinde var olmaya devam edecek onu bir basamaktan diğerine taşıyacaktı.

Bir süre sonra basamakların en değerlisinin birler basamağı olduğunu fark etti. Çünkü o orada olduğu sürece
Önüne gelen her sayıyı en az 10 kat değerli yapıyordu ve önüne ne kadar sayı gelirse o kadar değerli oluyordu.

Burada kazanmayan yoktu. O sayı önünde (sol) da olduğu için ondan daha değerli bir basamaktaydı, Ancak onun ve diğerlerinin orada olması ancak birler basamağındaki sıfır sebebiyle olmuştu.

Ama tüm hepsini değerli yapan tüm bu sayıların başındaki (bir) 1 rakamıydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder