17 Ekim 2009 Cumartesi

Madde - 5

İşte bu perspektiften bakınca, ayrıca atomun yapısı, kuarklar, leptonlar, hadronlar, mezonlar ve daha pek çok parçacık daha bir anlaşılır gözüküyor, ancak bilimin önemli bir engelini aşmak gerekiyor öncelikle
  Bu engel parçacık engeli, bilim ilk zamanlardan beri maddeyi oluşturan en küçük parçayı bulmakta ısrar etmiştir. İlk olarak bölünemeyen en küçük parçaya atom demiştir, onuda tekrar bölmüş elektron, proton, nötron demiş daha sonra quarklar nötrinolar ve daha pekçok parçacık bulmuştur.
  Ancak dikkat edilirse parçacık bulma alışkanlığından vazgeçmemiştir. Süreklilik insanların algılayabildiği bir şey değildir. insanlar herhangi bir olguyu sınırları olmadan, daha doğrusu o sınırlarda bir farklılık olmadan algılayamadıklarından parçalar, parçacıklar, katmanlar, kesikli değerler şeklinde evreni anlamaya çalışırlar.
 aslında evren süreklilik arz ettiği halde, kesikli davranışlar gösterir, sayılar bile kesiklidir.
Halbuki madde çevresindeki akışkana bağlı, ancak akışkanın özelliklerinden dolayı ve sistemde mevcut olan enerji sebebiyle kesikli özellikler gösteren bir yapıdadır. Kuantum Fiziği işte bu akışkanın içerisindeki davranışlardan dolayı ortaya çıkmış bir gözlemdir.
  Gözlemler doğrudur, ancak gözlerimiz bizi yanıltabilir.
  Daha önceki bir yazımda ışığın hareket tarzını ifade etmiştim. işte bu hareket iki boyutlu ve iki düzlemde gerçekleşen ve 3. boyutta hareket olarak ortaya çıkan bir hareket tarzıdır.
  Ancak bu hareket tarzında eğer 3. boyutta dairesel harekete (elektrik ve manyetik alan indüklemleri) katılırsa o takdirde ortaya çıkan formasyon bir doğru değil (ışık fotonu hareket doğrultusunda) bir küre olacaktır. Küre üzerinde akışkanın toplam yerdeğiştirmesi sıfırdır. Ancak yinede bir hareket vardır.
 Bu kaotik dönme hareketleri çok sayıda belirli fraktal örüntüler oluşturacaklardır. Ayrıca klasik girişim deney sonuçlarına benzer sonuçlarda elde edilecektir. Dönme hareketinin hızı C 'dir ancak akıntılar dönel doğrusal ve kaotik' tir. akışkan küre içerisinde olmamalı veya kısa bir an için sütun şeklinde hareket etmelidir.
 Klasik girişim deneylerinde düğüm noktaları vardır. dönme hareketinin çok uzağında bile mevcut olabilir. Ve fraktal örüntülerden (kendini tekrar etme) dolayı merkezdeki dönme hareketine çok benzeyecek ama birebir aynı olmayacaktır.

İşte bu anlatılanlar ışığında madde atomunu tekrar canlandırırsanız quark, proton, nötron, elektron, foton ve değişim parçacıklarının neler olduğunu tahmin edebilirsiniz.

  Benim düşünceme göre CERN deneyinde bulunan (?) parçacıklar işte bu akışkanın özellikleri sonucunda bulunabilmiştir. (?!). Elbette yenileride bulunacaktır.

Akışkan hakkındaki son ilginç bilgi ise şudur :

İnsanların var kabul ettikleri şey madde ve enerjidir, Bunun dışında kalan ise mutlak boşluktur. Bu boşluk tüm uzayı atomun içindeki boşlukta dahil olmak üzere doldurmaktadır. Maddenin var olabilmesi bu boşluğu dolduran akışkanın varlığına bağlıdır. Madde var olurken bu akışkanı dışarı atar ve yerine kendi geçer
   
Dolayısı ile boşluğun (buna yokluk diyelim) içinde, yokluğun dışarı atılması sonucu yokluğun yokluğu var olur
bu felsefi anlamda maddenin bugünkü tanımınada uygundur ama iki yokluktan oluşan madde, aslında etrafındaki yokluğada muhtaçtır.

 Bu sebeple "Madde tanımlanamaz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder