Bu yazımda ise Nedensellik İlkesi 'nin felsefi açıklaması üzerinden Evrim Teorisinin neden bir ideolojik manüplasyon aracı olarak tasarlanıp kurgulandığını anlatmaya çalışacağım.
Nedensellik İlkesi 'ne A ile B arasındaki nedensel ilişkinin var olması için öncelik, sürekli birliktelik ve zorunlu bağlantı olması gerektiği düşünülmüştür.
Ancak aşağıdaki düşünceye görede nedensellik bir çağrışım alışkanlığıdır.
Hume’a göre deneyim bize nesneler arasında üç ilişki gösterir; yakınlık ya da ardardalık, zamanda öncelik ve sürekli birliktelik. Bunların üçünde de A nesnesiyle B nesnesi arasındaki ilişki zorunlu değildir. O halde nedensellik nesnelerde gözlemlenen bir nitelik değil, A ve B örneklerinin tekrarlarından üretilen bir çağrışım alışkanlığıdır.
Peki "Evrim Teorisinde" bu şekilde bir manüplasyon yapılmışsa bunu şimdiye kadar herhangi bir bilim adamının fark etmiş ve bunu ifşa etmiş olması gerekmez miydi ?
sorusu ortada durmaktadır.
Elbette hayır ! Ustalıkla işlenmiş bir manüplasyon Bilimsel Yöntemin aşamaları içerisinde kolaylıkla gizlenebilir. Sebebi Nedensellik İlkesi 'nin insanlardaki algısının bu manüplasyonu fark etmesini engelleyecek bir çağrışım olmasıdır.
Bu manüplasyon için öncelikle var olan bilimsel gerçek tespit edilir. Evrim Teorisi için bu Mutasyondur.
bir türün kendi içinde gerçekleşen bu bilimsel gerçeği manüple ederek Türler arasında geçiş yapacak şekilde bir Hipotez üretir ve mutasyonu ilk canlıdan itibaren başlatırsam sonuçta üretilecek olan teori veya yasa istediğim şekilde bir türün diğerine dönüşümünü sağladığını kanıtlayabilecek hale gelir.
Bilimsel Yöntemi tersinden ele alarak ve Nedensellik ilkesinin öncelik, sürekli birliktelik, zorunlu bağlantılı olma durumunu çağrıştıracak şekilde Mutasyon bilimsel gerçeği manüple edilmiş ve bulunan fosiller ile bu çağrışım desteklenmiştir.
Doğal seçilim teorisi Mutasyona uğramış genlerin çevresel koşullara bağlı olarak canlının hayatını devam ettirmesini iddia eder. Buna göre çevresel koşullara uyum sağlayan türde mutasyona uğramış olan canlılar hayatta kalır diğerleri yaşamlarını devam ettiremez.
Ara türler(!) iki tür arasında görüldüğü iddia edilen ve sadece "gözlem" ile bu sonuca varılmış Mutasyona uğramış canlılardır. süreç yaşam ömrü 20 dk olan bir bakteri türü için gözlenebilir olduğu halde daha uzun yaşam süresi olan canlılar için Milyonlarca yıldır.
Günümüzde nadiren görülen istisnai durumlar, doğal seçilim milyonlarca yılda meydana gelen az sayıdaki mutasyona uğramış canlının totalde büyük bir sayı olacağından hareketle, çevresel koşullara uyumla açıklanmaya çalışılmıştır.
Bunu ispatlayabilmenin yolu Zaman Makinesi'ni icat etmek ve zamanda geri giderek tüm süreci gözlemlemektir. (!)
Bu bir kasa yapıp kilitledikten sonra anahtarının evrenin sonunda olduğunu söylemek gibidir. Nasılsa kimse evrenin sonundaki anahtarı bularak kasayı açamayacaktır.
Artık kasanın içindekiler için kuralına uyduğunuz sürece istediğiniz şeyi söyleyebilirsiniz.
Kural nedir ? Bilimsel yönteme uygunluk..
Anahtar kural ; Gözlemleri istediğiniz hipotezleri ispatlayabilecek şekilde yorumlayabilmek. ilk basamaklarda Darwin'in işi zordu başlangıçta yeterli sayıda bunu tekrar eden insan yoktu ve oyun ortaya çıkabilirdi.
Bunun için oyunun bir noktasında Darwin 'in hipotezi yanlışlarla dolu olduğu söylenerek yeni gözlem, hipotez ve teorilerle revize edildi.
Bu güvenilirliği arttırdı. Çünkü zaten bilim böyle çalışırdı. Bilimsel yöntem herhangi bir teorinin yanlışlanabilir olmasını gerektiriyordu.
Ancak şu sorunun cevabı günümüzde bile verilmiş değildir.
Evrim geçirdiği düşünülen ve tüm yaşam süreci gözlemlenen bakteri türlerinde gerçekleşen Doğal Seçilim sonucu hayatta kalan yeni ve çevresel koşullara uyum sağlamış mutasyona sahip "bakteriler"
Yeni ve Farklı bir tür müdür ?
Yoksa bir türün diğer bir Türe dönüştüğünü bize vaaz eden Nedensellik İlkesinin çağrışım alışkanlığı mıdır ?
Konusunda Uzamn bir bilim insanının bunu fark etmesi çok zordur. Sebebi bir yetersizlik değil tam aksine konusunda oldukça uzmanlaşmış olması ve bakış açısının ve perspektifinin bu konuyu bağlamından çıkararak düşünmeye müsait olmamasıdır.
Bu durumu daha iyi anlamak için; bu blogu Monitöre 1 cm yaklaşarak okumaya çalışın.
Umarım neyi kastettiğimi anlatabilmişimdir !!